Mucize 1. Sezon 2. Bölüm - Gölgedeki Tehdit (Part 2)
1.SEZON 2.BÖLÜM * GÖLGEDEKİ TEHDİT (PART 2)
(Görünürde sıradan bir Paris sabahı... Ama tarih sayfaları arasında saklı kalan, kimsenin bilmediği bir olay yıllar önce burada yaşanmıştı. Kamera geriye sarar, yüzyıllar öncesine gider. Paris'in taş sokaklarında, gizli bir bilim topluluğu çalışmaktadır. Loş ışıklı bir taş bina... İçeride uzun pelerinler giymiş bilim insanları, bir masa etrafında toplanmıştır. Masanın ortasında, esrarengiz sembollerle süslenmiş bir taş durmaktadır.
Bilim İnsanı 1: "Bu taş... sıradan bir taş değil. İçinde bir şeylerin yaşadığını hissediyorum."
Bilim İnsanı 2: (Endişeyle) " Onunla oynarsak ne olacağını bilmiyoruz! Kehanette yazıyordu... Eğer güçleri çözersek denge bozulabilir."
Lider Bilim İnsanı: (Soğukkanlı bir gülümsemeyle) " Eğer biz çözmezsek, bir gün başkaları çözecek. O gün geldiğinde kontrol bizde olmazsa, Paris yok olabilir."
(Taşın çevresine çeşitli cihazlar yerleştirilir. Antik bir el yazması açılır. Kitabın kapağında şu kelimeler yazmaktadır: "Mucizelerin Kökeni".)
Bilim İnsanı 3: (Kitaptan okur) " Güç, taşıyan kişiye bağlıdır. O kişi ne kadar safsa, mucizeler o kadar parlak olur. Ama karanlık niyetle yaklaşılırsa, taşlar içindeki kaosu açığa çıkarır."
(Ancak bilimin sınırlarını zorlamak isteyenler, bu uyarıyı dikkate almadılar. Deney başladı. Taşın üzerine lazerler yöneltildi, bilinmeyen semboller çözülmeye çalışıldı. Taş aniden titredi... ve göz kamaştırıcı bir ışık yaydı. Bir anda laboratuvarın içi gök gürültüsü gibi bir sesle çalkalandı. Bilim insanları panik içinde geri çekildi Taşın içinden siyah ve beyaz enerjiler yükseldi. Siyah enerji bir gölge gibi hareket ederken, beyaz enerji ise titrek bir ışık gibi sönük kalıyordu.)
Bilim İnsanı 1: (Dehşetle) "Ne yaptık biz...?"
(Fakat artık çok geçti. Gücün dengesi bozulmuş, bilinmeyen bir varlık serbest kalmıştı. O günden sonra mucizeler, kendilerini taşıyacak saf ruhları aramaya başladı. O gece Paris'in kaderi sonsuza kadar değişti.)
USTA FU'NUN HATIRALARI
(Gece. Paris'in eski mahallelerinden birinde, Usta Fu küçük ve mütevazı dükkanında oturmaktadır. Önünde açık bir kitap vardır. Yaşı ilerlemiş gözleri, sayfalardaki eski yazıları tarar. Derin bir iç çeker, çünkü hatırlamak istemediği bir geçmişin yükünü taşımaktadır. Gözlerini kapatır ve bir anlığına geçmişe döneriz. Usta Fu'nun genç olduğu yıllara kayar. 1940'ların başlarıdır. Çin'de gizli bir tapınakta, genç bir öğrenci olarak eğitim almaktadır.)
Genç Usta Fu: "Usta, bu kutu neden bu kadar önemli? İçindeki taşlar ne işe yarıyor?"
(Yaşlı bir bilge adam, karşısında diz çökmüş olan Fu'ya bakar ve uzun bir sessizlikten sonra konuşur.)
Bilge Usta: "Fu, bu taşlar sıradan değil. Onlar, dünya dengesi için yaratılmış en büyük güçlerden biri. Her biri, insan ruhunun bir yönünü temsil eder. Ama unutma... yanlış ellerde, bu güç yıkıma dönüşebilir."
(Fu, kutuyu açmaya yeltenir ama bilge usta elini kaldırarak onu durdurur.)
Bilge Usta: "Hazır değilsin."
(Fu hayal kırıklığı içinde geri çekilir, ama yıllar sonra bu sırrı çözmeye çalışırken yapacağı bir hata, dünyayı sonsuza dek değiştirecektir. Yıllar geçer. Genç Fu artık tek başınadır. Ustası vefat etmiştir ve tapınak büyük bir tehlike altındadır. Mucizeleri korumak için artık ona güvenilmiştir. Ancak bir gece, düşmanlar tapınağa saldırdığında, panikle yanlış bir karar verir. Fu, tapınakta saklı olan Mucize Kutusunu açar ve içindeki tüm tılsımları serbest bırakır. Birkaç tılsım güvenle saklanabilirken, bazıları kontrolsüzce dağılır. O gece, mucizelerin kaderi değişir. Kendi yaptığı hatayı fark ettiğinde çok geçtir. Tapınak yıkılmış, bilgi kaybolmuş ve birçok mucize kutusu sonsuza dek kaybolmuştur. Bununla beraber Fu'nun açtığı kutudan iki mucize kayıptır. Tavuskuşu ve Kelebek mucizeleri...)
Usta Keşiş: "Bu, asla telafi edemeyeceğin bir hata olacak, Fu..."
(O günden sonra Fu, sürgün edildi ve Paris'e doğru bir yolculuğa çıktı. Bir daha da tapınağa dönmedi.)
GÜNÜMÜZ...
Gabriel Agreste, çalışma odasında Nathalie ile beraber durmaktadır. Odada eski haritalar, notlar ve el yazmaları dağınık bir şekilde yerleştirilmiş. Her şeyin kontrollü olduğu, ama aynı zamanda karanlık bir atmosferin hakim olduğu bu odada, Gabriel'in gözlerinde bir tür hırs ve kararlılık vardır. Elinde, kelebek mucizesi zarif bir şekilde parlıyor.
Gabriel: (Kelebek mucizesine dikkatle bakar, parmaklarıyla nazikçe döndürürken sesini yükseltir) "Bu... bu gücü nihayet kontrol edebilmeliydim. Bir adım daha yaklaşıyorum, Nathalie.
Gabriel, kelebek mucizesini birkaç kez dikkatlice inceler, içindeki gücü hissetmeye çalışır. Nathalie, her zamanki gibi sakin bir şekilde gözlerini Gabriel'den ayırmaz.
Nathalie: (Yavaşça başını sallayarak) "Gabriel, bu güç... Bizim için büyük bir risk. Eğer doğru kullanamazsak, her şey geri tepebilir."
Gabriel: (Sinirli bir şekilde, kelebek mucizesine bakarak) "Bunu anlamalısın, Nathalie. Tüm bu yıllar boyunca başarısız olduk. Ama şimdi... Bu, gücün anahtarı. Bu güç, bana her şeyi kontrol etme yeteneği verecek."
Bir an için gözleri, tüm bu düşüncelerle parlamaya başlar. Kelebek mucizesinin etrafındaki ışık, az da olsa titremeye başlar. Gabriel, bir adım daha atmaya karar verir, ancak bir şey eksiktir. Gerçekten hazır mıydı?
Nathalie: (Bir adım atarak, Gabriel'e yaklaşıp gözlerine bakar) " Gabriel, bu sadece güç değil. Kontrol edebileceğini düşünmen... çok riskli. Zihinsel ve duygusal olarak bu yükü kaldırabileceğinden emin misin?"
Gabriel: (Yavaşça başını kaldırır, gözlerinde kararlılık vardır, fakat bir an için bir hayal kırıklığı belirir) "Bunu... yıllardır bekliyorum, Nathalie. Emilie'nin gidişinden sonra bir eksiklik vardı içimde. Eğer bu gücü elde edebilirsem... her şeyi düzene soakrım. Her şey."
Gabriel'in zihninde geçmişin acıları yankı yapar. Emilie'nin gidişi ve yıllardır süregelen yalnızlık hissi, Gabriel'i bu gücü kullanmaya yönlendirmiştir. Bu güç ona sadece güç değil, aynı zamanda giden karısını geri getirme ve her şeyi kontrol etme şansı sunuyordu. Gabriel geçmişini hatırlarken, Emilie'nin Tavuskuşu mucizesini nasıl kullandığına dair bir anı aklına gelir. O dönemde Emilie, bu mucizeyi güçlü bir amaç için kullanmayı hedeflemişti. Tavuskuşu mucizesinin kwamisi Duusu, ona yardımcı olmak için ortaya çıktı. Emilie başta tereddüt etse de kaybolan bir şeyleri vardı. Bir eksiklik, tamamlanması gereken bir boşluk. O boşluğu doldurmak için tavuskuşu mucizesine ihtiyacı olduğunu düşündü. O an, onun içindeki derin gücü ortaya çıkarmak için yaptığı seçimdi.
Duusu (kwami): (Nazik bir sesle) "Merhaba, ben Duusu Tavuskuşu mucizesinin kwamisiyim. Unutma bu güç büyük bir sorumluluk getirir. Hazır mısın?"
Emilie: (Kararlı bir şekilde) "Evet, hazırım. Bu gücü alarak hayatımda ki en büyük eksikliği kapatabilirim."
Duusu: (Nazik ve huzurlu bir şekilde) "Hadi, Duusu kanatlarımı aç de ve bu gücü kabul et. Kendini tamamla!"
Emilie: (Kararlı ve huzurlu bir şekilde, dönüşüm sözlerini tekrar eder) "Duusu, kanatlarımı aç ve arzularımı gerçeğe dönüştür!"
Bir anda Emilie'nin vücudu ışıklarla sarılır, mor renkli zarif tavuskuşu kanatları açılır. Emilie, artık tavuskuşu mucizesiyle dönüşmüş, zarif ve güçlü bir hale gelir. Gücüyle birlikte bir değişim yaşamıştır. Dönüşüm tamamlandığında, Emilie artık tavuskuşu mucizesine sahip bir kadındır. Bu mucize, ona sadece fiziksel güç değil, aynı zamanda istediği her şeyin bir his canavarı versiyonunu yaratabilmektedir. Emilie'nin içinde eksik kalan çocuk sevdası onu bu gücü kullanmaya itmiştir. O, bir zamanlar çocuk sahibi olmayı hayal etmişti. Bu hayali, ona farklı bir dünyada mutlu olma fikri sunuyordu. Ancak bir engel vardı: Gabriel ile birlikte çocuk sahibi olma hayali, bir türlü gerçeğe dönüşmemişti.
Emilie: (Yavaşça, bir hayal kurarak) "Bir zamanlar, Gabriel ile birlikte çocuk sahibi olmayı hayal etmiştik. Güçlü bir aile kurmak, her şeyi birlikte başarmak... Ama bir şeyler eksikti. Gücüm var, ama çocuklarımız yok. Neden? Neden hiç çocuk sahibi olamadık?"
Emilie, gözlerini kapatarak içindeki acıyı hisseder. Gerçekten istediği şey, sadece sevgi ve aileydi. Ancak bir türlü bu isteği gerçekleşmemiştir. Çocuk sahibi olamamanın nedenini sorgulamaya başlar. Kendini yalnız hissettiği ve gücün içinde kaybolduğu için, bir türlü çocuk sahibi olmanın önündeki engeli bulamamaktadır. Aklına bir fikir gelir. Emilie, tavuskuşu mucizesinin verdiği gücü kullanarak, doğanın dengelerini bozmadan bir varlık yaratmayı düşünür. Bu yaratacağı varlık tam anlamıyla bir "his canavarı"dır. Amaç, içinde bir arzu, sevgi, ya da içsel bir eksiklik yaratmaktır. Güç, yalnızca fiziksel değil, duygusal bir biçimde de etkisini gösterecektir.
Emilie: (Derin bir nefes alır, gücünü toplar.) " Beni anlamayan bu dünya... Bir şeyler eksik. Belki de bu boşluğu bir varlıkla doldurmalıyım. Bir his yaratmalıyım, hisleri birleştirip... yeni bir yaşam."
Emilie, elini açık tutarak, etrafında mor ışıklar belirir. Güç, canlanmaya başlar. Küçük bir varlık, bebek şeklinde doğmaya başlar. His canavarı, sadece bir yaratık değil, aynı zamanda Emilie'nin duygusal arzularının yansımasıdır. His Canavarını yarattıktan sonra, Emilie içindeki eksikliği, yalnızlığı ve aşkı dışa vurmuş olur. Bu yaratık, aslında onun arzuladığı, sevdiği bir şeyin fizikselleşmiş halidir. Fakat işler, beklenmedik bir şekilde değişir. Güç başka bir dönüşüm getirir: Emilie, his canavarı sayesinde aslında bir bebek sahibi olacağını fark eder. Bu, onun içindeki sevgi ve eksikliği tamamlama arzusunun somut bir sonucudur.
Emilie: (Şaşkın bir şekilde, vücudundaki değişimi fark eder) "Bunu... gerçekten mi yapıyorum? Bir canavar değil... Bu bir bebek! Bir yaşam!"
Emilie'nin bedeni, his canavarıyla beraber değişir. Bir bebek, onun içinde büyümeye başlar. İlk başta sadece duygusal bir yaratıktı, ama şimdi bir yaşamın tohumları atılmaktadır. Emilie, bir anda hamile kaldığını fark eder. Bu, tavuskuşu mucizesinin bilinçli bir sonucu değildir. Fakat gücü, Emilie'nin içsel arzularının ve sevgi isteğinin dışa vurmasıyla birleşmiştir. O, artık hamile olan bir kadındır, ama bu hamilelik, geleneksel bir şekilde değil, mucizevi ve garip bir şekilde gerçekleşmiştir.
Emilie: (Düşünceli bir şekilde, elini karnına koyarak) "Bu... gerçek mi? Bu canavara benzer his, bir yaşam yaratmak için ne kadar güçlü olabilir? Ama bu çocuk... onu beklediğimden çok farklı bir şekilde büyütmek zorunda olacağım."
Emilie'nin içinde gelişen bebek, sadece onun fiziksel değil, aynı zamanda ruhsal dünyasının da bir yansımasıdır. Bu bebek, onun en derin duygusal arzusunun somutlaşmış halidir ve aynı zamanda yaşamla ilgili tüm içsel kayıplarının bir sonucudur. O, çocuk sahibi olmayı sadece biyolojik bir süreç olarak değil, duygusal ve manevi bir bağ kurma aracı olarak görmektedir. Ancak gücün ona sunduğu bu yaratık, her şeyin başlangıcı olduğu gibi, aynı zamanda Emilie'yi yeni bir yolculuğa çıkaracaktır.
Emilie: (Duygusal bir derinlik içinde) "Gabriel ile birlikte kurmak istediğimiz o aile, artık bir gerçek olabilir. Ama.. bu yaratığın doğuşu, onun anlayabileceği bir şey olacak mı? Sevgiyi, gerçek anlamıyla verebilecek miyim?"
Emilie, hem gücün hem de bir hayatın yaratılmasının ardından, içindeki boşluğu bir şekilde doldurduğunu hisseder. Ancak bu süreç, ona hem umut hem de korku verir. Bu bebek, bir yandan ona ailesini kurma fırsatı verirken, diğer yandan ona kontrolün ne kadar tehlikeli olabileceğini hatırlatır.
Emilie: (Son bir kez içinden) " Bebek, gücüm ve arzularımın bir sonucu. Ama gerçek bir aile, ne kadar güçlü olursa olsun, yalnızca sevgi ve bağlarla büyür. Bu çocuk, belki de ilk adımım olacak."
GÜNÜMÜZ...
Gabriel: (Yavaşça, kelebek mucizesine bakarak) "Bunu, Emilie'yi geri getirebilmek için kullanacağım. O... O olmadan hayatım eksik Her şeyin anlamı, ondan sonra kayboldu."
Gabriel'ın sesi titrer. Gözleri, duygusal bir boşlukla doludur. Kelebek mucizesi, sadece bir güç değil, aynı zamanda kaybolan sevdanın, özleminin ve unutulmuş umutlarının bir hatırlatıcısıdr. Nathalie, ama aynı zamanda ona olan sadakatiyle güç verir.
Nathalie: (Düşünceli ve nazik bir şekilde) "Gabriel, onun gidişi seni derinden etkiledi. Ama... böyle bir güçle, gerçekten geri getirmeyi başarabileceğine inanıyor musun?"
Gabriel: (Gözleri hafifçe kararmış, ama kararlıdır) "Bunu denemeden bilemem. Her gün, her an, onu düşünüyorum. Onunla birlikte bir hayat kurduk, ama bu güçle... belki onu geri alabilirim. Bir mucizeye ihtiyacım var, Nathalie. Bunu.... sadece onun için istiyorum."
Gabriel, kelebek mucizesini daha sıkı tutar. O, hayal kırıklığına uğramış bir adamdır, ama aynı zamanda bir umut ışığına da sahiptir. Bu güç, ona geçmişi ve kaybolan aşkını geri getirme fırsatı verir gibi görünmektedir.
Gabriel: (Daha derin bir şekilde) "Emily'i geri almak, onunla olan her şeyi yeniden yaşamak... O ve ben, bu dünyada birlikte bir yolculuk yapmalıydık. Ama ondan sonra... her şey kararmıştı. Her şey anlamsızdı. Belki de bu yüzden gücü kullanmak istiyorum. Çünkü... onu kaybettim, ve bir şekilde onu geri alacağım."
Gabriel'in sesinde, hem bir isyan hem de büyük bir boşluk vardır. Kelebek mucizesi, onun sonsuz özlemlerinin ve kaybolan sevgisinin bir sembolü haline gelir.
Nathalie: (Yavaşça yaklaşır, Gabriel'e bakarak) "Gabriel... Kaybolan her şeyin geri gelmesi kolay olmayacak. Ama... onun için her şeyi yapacağın belli. Belki de, seni anlamak için biraz daha zaman gerekiyor. Ama senin yanında olacağım."
Nathalie'nin sözleri, Gabriel'in içinde bir nebze huzur yaratır. Ancak Gabriel, hala kaybolan sevdanın ve geçmişin acısıyla baş başa kalır.
Gabriel: (Derin bir nefes alarak, gözlerini Nathalie'den kaçırır) "Benim amacım sadece bir şey... Emily'i geri getirmek. Bunu, bu gücü kullanarak başarabilirim. Bu mucize, bana her şeyin kapısını açar, Nathalie. Ama bir şeyleri anlamalıyım. Bu gücü, sadece duygularla yönlendirebilir miyim? Bilmiyorum."
Gabriel, kelebek mucizesini bir kez daha elinde sıkar, ancak gözlerinden duyguların karışımı olan bir ifade okunur. Onun içinde, kaybolmuş bir sevdanın derinliği ve bu sevdayı geri getirme arzusunun yoğunluğu vardır.
Gabriel: (Son bir kez içinden, kararlı bir şekilde) "Onu geri getireceğim... Her ne olursa olsun."
Gabriel, kelebek mucizesine daha fazla odaklanırken, Nathalie gözlerinde endişe ve umut karışımı bir bakışla ona bakar. Gelecekte neler olacağını bilmemektedir. Ama Gabriel'ın bu yolculukta yalnız olmayacağını hisseder.
Gabriel: (Gözlerini kelebek mucizesine dikip, derin bir iç çekişiyle konuşur) "Uğur Böceği ve Kara Kedi... Bu iki mucize, yalnızca bir dileği gerçek kılabilir. Ama bunun karşılığında, bedelini ödemek zorundayız."
Gabriel, kelebek mucizesini yavaşça döndürürken, sözlerine devam eder.
Gabriel: (Ciddiyetle) "Bir dilek... sadece bir dilek, Nathalie. Bu mucizeler, öylesine güçlü ve karanlık bir güce sahipler ki, her şeyin karşısında bir bedel vardır. Uğur Böceği ve Kara Kedi'nin sahipleri, o gücü kontrol etmek istediklerinde, karşılığında bir şeyler ödemek zorundalar."
Nathalie: (Endişeyle) "Bedel? Ne tür bir bedel, Gabriel? Eğer bu mucizeleri elde etmek istiyorsan, ne gibi bir risk alaman gerekiyor?"
Gabriel: (Bir süre sessiz kalır, gözleri kararmış bir şekilde kelebek mucizesine bakarken) "Eğer bu gücü kullanmak istiyorsam, o zaman hem Uğur Böceği'nin hem de Kara Kedi'nin mucizelerini alacağım. Ama... buna karşılık olarak onların sahiplerinden bir şeyler almak zorundayım. Dilekleri gerçekleştirebilmek için, bedelini ödemek şart."
Gabriel'ın sesi, derin bir karanlıkla yankılanır. O, giden eşini geri getirmek için her şeyi göze alacak kadar kararlıdır.
Gabriel: ( Düşüncelerini toplarken) "Uğur Böceği ve Kara Kedi'nin mucizeleri yalnızca bir dilek verir. Eğer bu gücü kontrol etmek istiyorsam, o zaman bu dileklerin gerçekleştirilmesi için bir karşılık, bir ödün vermem gerekecek. Ben de bunu, en büyük dileğim için kullanacağım: Emilie'yi geri getirmek."
Gabriel'ın gözlerinde hırs ve tutku vardır. Nathalie, Gabriel'in ne kadar derin bir karanlığa daldığını anlayamaz, ama bu yolculukta ona eşlik etmeye karar verir.
Gabriel: (Kendinden emin bir şekilde) "Bunu yalnızca bir kez yapabileceğim, Nathalie. Uğur Böceği ve Kara Kedi'nin mucizelerini alıp, Emilie'nin ölümünden sonra kaybettiğimiz her şeyi geri getirebilirim. Bu, onunla kurduğumuz hayatı yeniden yaşamak için tek yolum. Eğer bu bedeli ödemem gerekiyorsa, o zaman öderim."
Nathalie: (Biraz çekingen) "Peki ya bedel? Senin istediğin şey her şeyden öenemli olsa da, o bedel seni nasıl etkileyecek? Onların güçleri her ne kadar güçlü olursa olsun, bir zamanlar bu dünyada kaybedilenlerin geri gelmesi kolay olmayacak."
Gabriel: (Ciddi ve kararlı bir şekilde) "O bedel, sonunda bir şekilde ödenecek. Ama bu güçleri elime aldığımda, Emilie'yi geri getirebileceğim. O zaman, onun kaybolan yaşamı... yeniden benimle olacak."
(Derin bir nefes alarak) "Evet, Uğur Böceği ve Kara Kedi Mucizelerinin sahipleri bir bedel ödeyecek. Bu bedel, gücün karşısındaki her şeyi belirleyecek. Onlar, dileklerini gerçekleştirdiğinde, ödedikleri bedeli hissetmeyecekler. Ama ben... Ben her şeyimi vereceğim."
Nathalie: (Endişeyle) "Gabriel, senin için tehlikeli bir yolculuk olabilir. Bu gücü kullanmak, seni çok farklı bir yere götürebilir. Ve bir kez başladığında... geri dönüşü olmayacak.
Gabriel: (Sadece bir an duraksar, sonra daha kararlı bir şekilde) "Gerisi önemli değil. Emlie için her şeyimi riske atarım. Bu gücü elde etmek, onu geri getirmek için yapmam gereken tek şey."
Gabriel, kelebek mucizesinin gücüne daha sıkı sarılırken, Nathalie bir an sessiz kalır. Gabriel'in kararlılığı, hem ona bir güven verir hem de bir tehlikenin habercisi olur. O, artık yalnızca kaybolan sevgisini geri getirmeye odaklanmıştır.
Gabriel: (Son bir kez, Nathalie'ye dönerek) "Sadece bir dilek, Nathalie. Ama o dilek, Emilie'nin geri dönüşü olacak."
Ve bu sözlerle, Gabriel, geleceğini ve kaybolan sevgisini geri getirme yolunda ilk adımını atmış olur.
Gabriel: (Odada bulunan Emily tablosunun arkasındaki gizli bölmeyi açarken, derin bir nefes alır.) "Bak, Nathalie. Bu resim... Sadece bir tablo değil. İçinde çok daha fazlası var."
Nathalie: (Şaşkın bir şekilde yaklaşarak) "Ne demek istiyorsun, Gabriel? Bu ne? (Tablonun arkasındaki karanlık alana bakar, gözleri korku ve merakla dolar.)
Gabriel: (Yavaşça başını sallayarak, sessizce bir süre düşünüp sonra cevabını verir.) "Bu... Emily'nin kaybı, onu yeniden geri getirme çabalarımın ilk adımıydı. Bu gizli alan... o kadar uzun süre uğraştım ki, sonunda ona ulaştım." (içeri adım atar ve duvarda başka gizli bir mekanizma olduğunu gösterir.) " Bu oda, aslında her şeyin başladığı yer. Onun bedeni burada, ve ben... onu yeniden canlandırmak istiyorum."
Nathalie: "Emily'nin bedeni burada, ama sen... onu kaybetmişsin Gabriel. Her şeyin bedeli çok ağır olabilir.
Gabriel: (Yavaşça Emily'nin bedenine doğru adım atar, elleri hafifçe titrer.) "Ben de buna hazırım, Nathalie. Ne pahasına olursa olsun..." (Emily'nin yüzünü dikkatlice inceler, gözleri bir an için dalar.) "Onu geri getireceğim. Ve bunu kimse durduramayacak."
Gabriel'ın gözlerindeki kararlılık, Nathalie'yi derinden etkiler. Emily'nin kaybolan varlığı, Gabriel'in içindeki boşluğu daha da büyütmüşken, son bir kez umut etmek onun tek isteğidir. Bu, hiçbir bedelden kaçınmamak gerektiği bir noktadır. Nathalie, Gabriel'ın bu yola girmesine engel olamayacağını hissederek, derin bir iç çekişle başını eğdi. Bir yanda gerçekten sevdikleri öte yanda ise tehlike ve kayıp. Gabriel'in gözlerinde gizli bir karanlık büyürken, Nathalie sadece sessizce onu izledi. Geçmişten gelecek olan tehlikeli düşmanla baş edebilecekler miydi? Adı Akumizer hem Uğur Böceğine hem Kara Kedi'ye Hem de Gabriel ve Nathalie'ye zarar verebilecek bu yeni düşmanın amacı nedir? Yoksa Mucizelerin gücü müydü ?.....
BÖLÜM SONU
Yorumlar